İlişkide şiddet ve istismarın farklı boyutları: Fiziksel şiddet, duygusal şiddet ve cinsel istismar
İlişkide şiddet ve istismar denildiğinde aklınıza ilk gelen şeyin 'fiziksel şiddet' olduğunu ve hayatınızda hiç şiddete uğramadığınızı düşündüğünüzü Şiddeti tüm yönleriyle tartıştığımız bu yazımızda fiziksel şiddet, duygusal şiddet, cinsel istismar, ilişkide rıza, şiddet ve istismar türleriyle ilgili oldukça kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz
Güzel Kadın
@guzelkadin
Eklenme
:19 Eki 2022 - 18:43
Güncellenme
:22 Ara 2024 - 18:43
İlişkide şiddet ve istismar denildiğinde aklınıza ilk gelen şeyin ‘fiziksel şiddet’ olduğunu ve hayatınızda hiç şiddete uğramadığınızı düşündüğünüzü söyleyebilirsiniz. Ancak ilişkide şiddet ve istismar, sonuçları somut olarak görülebilen fiziksel zararın çok daha ötesinde, çok farklı boyutlarda olabiliyor.
Ülkemizde son yıllarda sayısı gittikçe artan kadın cinayetleri ya da üçüncü sayfa haberlerinden tanıdık olduğumuz şiddet, taciz ve tecavüz haberleri nedeniyle fiziksel şiddet kavramına o kadar da yabancı değiliz. Ancak ilişkide şiddetin sadece fiziksel ya da cinsel değil, psikolojik boyutu da var ve duygusal şiddet, hemen hemen her ilişkide farklı formlarda var olabiliyor.
Şiddeti tüm yönleriyle tartıştığımız bu yazımızda fiziksel şiddet, duygusal şiddet, cinsel istismar, ilişkide rıza, şiddet ve istismar türleriyle ilgili oldukça kapsamlı bilgiler bulabilirsiniz.
Fiziksel şiddet / fiziksel istismar nedir?
Fiziksel şiddet, ‘ilişkide olan herhangi bir tarafın ya da tarafların karşısındaki kişiye bilerek ve isteyerek fiziksel olarak acı vermeyi ve yaralamayı amaçlayan, beden dokunulmazlığını ve sınırlarını ihlal davranışları’ olarak tanımlanıyor (Straus & Gelles, 1986). Nispeten daha ‘önemsiz ve küçük’ gibi görülen tokat atmak, saç çekmek, bedeninin herhangi bir yerini sıkmaktan ciddi yaralanmalara, hatta mağdurun ölümüne sebebiyet veren tüm şiddet davranışları fiziksel istismar kategorisinde yer alıyor. Bazı ilişkilerde sadece bir ya da birkaç kez görülüyor olsa da, yapılan araştırmalar fiziksel şiddetin olduğu ilişkilerin çok büyük bir bölümünde fiziksel istismar davranışının tekrarlanarak kronik hale geldiğini, zamanla sıklığının ve şiddetin boyutunun arttığını gösteriyor. İlişkilerde en sık gözlemlenen fiziksel şiddet davranışları ise şöyle:
Tükürmek Tokatla ya da yumrukla vurmak Tırmalamak İtmek, çekmek, sarsmak Kol ya da bacak gibi uzuvları çevirmek ya da bükmek Saç çekmek Dirsekle vurmak ya da itmek Kişinin üstüne objeler fırlatmak Ağır ve kesici objelerle ya da silahla tehdit etmek, saldırmak ve yaralamak Isırmak Kişiyi objelerin üstüne, duvara, yere, kapıya fırlatmak Kişiyi yüksek bir yerden, merdivenden, balkondan sarkıtmak ya da aşağı atmak Kişinin bedenine keserek ya da yakarak zarar vermek Hareket eden bir araçtan inmesi için zorlamak Kişiyi odaya, dolaba ya da herhangi bir kapalı alana zorla hapsetmek Boğmak ya da boğmaya çalışmak
Cinsel istismar
Fiziksel şiddetin bir türü olan cinsel istismar tecavüz, taciz ya da bireyin cinsel organlarına yapılan her türlü rızasız davranışı ve fiziksel saldırıyı içeriyor. Saldırı ve istismar kadar karşıdaki kişiyi psikolojik ve fiziksel olarak rahatsız edecek cinsellikle ilgili talepler ve teşhircilik gibi davranışlar da cinsel istismar kategorisi içinde yer alıyor. Karşınızdaki kişinin rızası olmadan cinsel ilişkiye girmek, tecavüz, kişinin üreme haklarının elinden alınması ve cinselliği kullanarak kişinin duygusal ve fiziksel olarak manipüle edilmesi, zarar görmesi, yaralanması ya da ölmesi cinsel istismara uğradığı anlamı taşıyor. Cinselliğin kontrol etmek, denetlemek, küçük düşürmek, aşağılamak ve cezalandırmak amacıyla bir şiddet aracı olarak kullanılması da cinsel istismar olarak değerlendiriliyor.
Rıza nedir, ne değildir?
Rıza, kişilerin ikisinin de aynı şeyi yapmakta anlaşması ve diğerinin de bunu bilmesine izin vermesiyle oluyor. “Belki”, “Sanırım”, “Bakalım” evet demek değildir. “Hayır” asla ama asla rıza göstergesi değildir! Cinsel ilişkide rıza almak ve rıza göstermek için iki tarafın da net şekilde “Evet”i duyması gerekir. Rıza gösterildiğini bilmek her iki tarafın da sorumluluğundadır. Nasıl ki hız sınırını aştığınızda ‘Burada hız sınırı olduğunu bilmiyordum.’ demek ceza almanıza engel olamıyorsa, cinsel ilişkide de ‘Ben bunun taciz / tecavüz olduğunu bilmiyordum.’ demek beraberinde getireceği yaptırımlardan sorumlu olmanızı engellemez. Benzer şekilde daha önce rıza alarak yaptığınız herhangi bir şeyi, bir sonraki seferde yapmanız için tekrar rıza almanız gerekir. Kişinin bilincinin yerinde olmadığı sarhoş olmak, uyuşturucu bir madde etkisi altında olmak, uyumak gibi durumlar kesinlikle rıza olmadığını gösterir ve taciz ya da tecavüz olarak değerlendirilir.
Cinsel taciz: Sözle, gözle, vücut diliyle ya da elektronik haberleşme araçlarıyla gerçekleştirilen, cinsel olarak rahatsız eden davranışların tamamı cinsel tacizdir. Laf atmak, istenmediği halde cinsel içerikli konuşmalar yapmak, öpücük atmak, cinselliği çağrıştıracak eşyalar göndermek gibi tüm davranışlar, cinsel taciz kategorisine girer.
Cinsel saldırı: Kişinin rızası olmadığı halde ellemek, dokunmak, sarılmak gibi beden dokunulmazlığını ve bütünlüğünü ihlal eden davranışların tamamı cinsel saldırıdır.
Tecavüz / Nitelikli Cinsel Saldırı: Kişinin rızası ve isteği dışında, vücuduna herhangi bir cisim ya da organ aracılığıyla vajinal, oral, anal yoldan gerçekleşen her türlü saldırı tecavüzdür. Aynı anda kişi hakarete uğrayabilir, aşağılanabilir darp edilebilir, korkutulabilir ve/veya tehdit edilebilir. Mağdurlar uyuşturucu, ilaç, alkol gibi maddelerle uyutularak, bayıltılarak; bilinçlerinin açık, rıza göstermelerinin mümkün olmadığı zamanlarda tecavüze uğrayabilirler.
Cinsel istismarın en sık görülen türleriyse şöyle;
Tecavüz etmek Sözle veya fiziksel yollarla kişiyi taciz etmek Cinsel ilişkiye girmeye zorlamak İstemediği cinsel pozisyonlara zorlamak “Hayır” dendiğini duymazdan gelmek Rızası olmadığı halde zorla ve canını yakarak cinsel ilişkiye girmek Zorla ilaç, alkol veya uyuşturucu madde kullandırarak cinsel ilişkiye zorlamak İstemediği şekillerde, istemediği zamanlarda cinsel ilişkiye girmeye zorlamak ya da cinsel bölgelerine dokunmak Cinselliği bir ceza/ödül aracı olarak kullanmak Kişinin bedenini ve cinselliğini aşağılayacak şekilde konuşmak Teşhircilik yapmak, pornografik görüntüler izlemeye zorlamak Sürekli takip ederek telefon, internet gibi teknolojik araçlarla cinsel içerikli materyallerle ya da konuşmalarla rahatsız etmek Kişiden onay almadan, çıplak ve cinsellik içeren görüntülerini çekmek, bu görüntüleri yaymak ya da yaymakla tehdit etmek Başkalarıyla cinsel ilişkiye girmeye zorlamak Seks işçiliğine zorlamak Başka kişilerle cinsel ilişkiye girerken seyretmeye veya seyredilmeye zorlamak Cinselliği kendi zevkine yönelik yaşamak, partnerinin ihtiyaç ve beklentilerini görmezden gelmek
Duygusal şiddet / duygusal istismar nedir?
Literatürde psikolojik şiddet ya da sözlü istismar/ saldırı olarak da bilinen bu şiddet türü ‘ilişkide olan herhangi bir tarafın ya da tarafların sembolik olarak karşısındaki kişiye zarar verme ya da tehdit amaçlı olarak kullandığı, sözlü ya da beden diliyle yapılan eylemlerin tümü’ olarak tanımlanıyor (Straus, 1979). Fiziksel olarak karşısındaki kişinin beden sınırlarını ihlal etmeyen, ancak psikolojik olarak zarar veren, korkutan, kişinin güvenlik algısını ve psikolojik iyi oluşunu tehdit eden ilişki davranışlarının tamamı duygusal şiddet kategorisi içinde yer alıyor.
Küsmek, baskı uygulamak, intihar etmekle tehdit etmek, çocukları uzaklaştırmak, arkadaşlarınıza ve ailenize sizinle ilgili yalanlar söylemek, onları görmenizi engellemek, güveninizi kırmak, bilgi saklamak, kıskançlık, gözdağı vermek gibi farklı şekillerde yapılan duygusal şiddet, kişiyi çoğu zaman fiziksel şiddetin verdiği zarardan daha fazla yıpratıyor. Duygusal şiddet içerikli davranışların yanı sıra ihmal, sevgisizlik, değersiz hissettirme gibi partneri ilişkinin tüm kaynaklarından ve desteğinden ‘mahrum’ bırakan yaklaşımlar da duygusal şiddet kategorisine giriyor.
Karşı çıkma: İstismarcı söylediğiniz her şeye karşı çıkma, bakış açınızı eleştirme, fikirlerinizi ve düşüncelerini değersizleştirme çabası içindedir. Sizi dinlemez, dinlese de sürekli karşı çıkar ve zorlamaya çalışır, duygularınızı ve düşüncelerinizi devamlı olarak test eder. Her şeye ‘Hayır’ dediği için konuşmayı devam ettirmek ve tartışmak neredeyse imkansız hale gelir.
Engel olma: İstismarcı konuştuğunuz her konuyu değiştirmeye çalışır, cümlelerinizi bölerek konuşmanıza engel olur ya da bariz şekilde ‘Sus’ diyerek konuşmanıza engel olmaya çalışır.
Aşağılama ve küçük düşürme: Sözlü bir duygusal şiddet türü olan bu davranışta istismarcı duygularınızı, düşüncelerinizi, davranışlarınızı ve/veya deneyimlerinizi sürekli olarak küçümseme eğilimi gösterir. ‘Senin ne hissettiğin, düşündüğün, yaşadığın umrumda değil.’ demenin dolaylı bir yoludur.
Azımsama ve müdahale etme: İstismarcının özgüveninizi ve kendinize olan inancınızı azaltmaya yönelik tutum ve davranışlarını içerir. ‘Ne söylediğini bilmiyorsun.’ gibi cümleler kurması, daha cümlenizi bitirmeden araya girmesi, sizden izin almadan yerinize konuşması gibi eylemlerden oluşur.
Görmezden gelme: Verilen sözleri ya da aranızdaki bir anlaşmayı reddetmeyi ya da üzerine daha önce konuşulmuş konuları hiç konuşulmamış gibi davranmayı içerir. İstismarcının bu manipülatif davranış şekli zamanla kendi hafızanızdan, algınızdan ve deneyimlerinizden şüphe etmenizi beraberinde getirebilir.
İlişkide duygusal şiddetin tüm bu boyutlarının bazı örnekleriyse şöyle;
Yüksek sesle bağırmak ve azarlamak Kişiyi yalnızken ya da başkalarının içinde aşağılamak, küçük görmek ve alay etmek Küfretmek ya da kırıcı, küçümseyen, kişinin öz değerini azaltan lakaplar takarak seslenmek Fiziksel görünümüyle ya da zeka seviyesiyle dalga geçmek Kişinin duygularını değersizleştirecek, önemsemeyecek bir tavır takınmak Yapılan tüm kaprislere itaat edilmesini beklemek Sürekli olarak emirler yağdırmak ve hizmet edilmesini beklemek Yapılması istenen şeyler gerçekleşmediğinde sinirlenmek Partnerin arkadaşlarıyla ve sosyal çevresiyle görüşmesini kısıtlamak, kıskançlık ve şüpheyle yaklaşmak Ailesini ve arkadaşlarını küçük görmek ya da görmezden gelmek Partnerin tüm zamanını ve yaptıklarını kontrol etmeye çalışmak Telefon aramalarını, mesajlarını ve e-maillerini karıştırmak, kontrol etmek ve engellemek Bir tartışmanın ya da önemli bir konunun ortasında evi/odayı terk ederek kaçmak Herhangi bir konu konuşulurken somurtmak ya da susmak Partnerine danışmadan ya da anlaşmaya varmadan iki tarafı ya da ailenin tüm üyelerini etkileyecek kararlar vermek İlgisiz davranmak Ayrılmayla tehdit etmek Partnerinin aleyhine olabilecek, kötü niyetli davranışlar sergilemek Partnerin ihtiyacı olabilecek tüm kaynaklardan bilinçli şekilde mahrum bırakmak Ev işleri ya da çocuk bakımı gibi konularda iş birliğinden kaçınmak Partnerin telefon ya da araba kullanmasını engellemeye çalışmak Tek başına dışarı çıkmasını engellemek Duygularının ve düşüncelerinin mantıksız ya da deli saçması olduğunu söylemek Diğer insanları partnerine karşı doldurmak Kişinin sahip olduğu tüm problemlerinin, öfkesinin ve şiddet içeren davranışlarının sorumluluğunu partnerine yüklemesi Partnerinin işe ya da okula gitmesine engel olmak Psikolojik ya da tıbbi yardım almasını engellemek Sinirlenince sağa sola objeler fırlatmak, bir şeyleri kırıp dökmek, duvarı, kapıyı ya da mobilyaları yumruklamak El kaldırmak, parmak sallamak, kaşı kaldırmak, gözleri açmak, diş sıkmak gibi jest ve mimiklerle fiziksel şiddet gösterebileceğine işaret eden, tehdit edici beden dili kullanmak Partnere ait olan özel eşyalara (kıyafet, aksesuar, ayakkabı, günlük, kitap gibi) zarar vermek Fiziksel ya da cinsel şiddet gösterebileceğine dair sözlerle tehdit etmek Korkutma ve sindirme amacıyla partnerinin ve kendinin can güvenliğini tehdit edecek şekilde araba kullanmak ve hız yapmak Partnerini tehdit etmek için çocukları kullanmak (kaçırmakla tehdit etmek gibi)
İlişkide duygusal şiddete ya da psikolojik istismara uğradığınızı nasıl fark edebilirsiniz?
Duygusal şiddet, fiziksel şiddet gibi yıkıcı sonuçları somut olarak görülebilen bir şiddet türü olmadığı ve istismarcılar genelde kurbanlarını suçladıkları için fark edilmesi de oldukça zor olabilir. Karşınızdaki kişi size duygusal şiddet uyguluyorsa, neden üzgün olduğunuza dair hiçbir fikri yokmuş gibi manipülatif tavırlar sergileyebilir. Ayrıca, ilişkilerin büyük bir çoğunluğunda duygusal şiddet oldukça yaygın olduğu için geçmiş ilişkilerinizde de duygusal şiddete uğramış olabilir ya da çevrenizdeki ilişkilerde benzer davranış örüntülerini gözlemlemiş olabilir; bu nedenle de bu şiddet türünü zihninizde ‘normalleştirmiş’ olabilirsiniz. İstismarcı, benlik saygınızı yavaş yavaş yok edeceği için kendinizi suçlu hissedebilir, kendinizden şüphe duyabilir ve algılarınıza güvenemeyebilirsiniz.
Ayrıca duygusal şiddet uygulayan istismarcıların büyük çoğunluğu istismar, şiddet ve saldırganlık içeren davranışlarının arasına sıkıştırdıkları sevgi dolu tutumlarla da sizi manipüle etmeye çalışabilir. Bu tutarsız tavırlar ve davranışlar istismarcının kişiliğiyle ilgili yanılgıya düşmenize sebep olabilir. En önemlisi de, duygusal istismar durumu genelde baş başa kaldığınız zamanlarda gerçekleşebilir ve bu durumu objektif şekilde değerlendirebilecek bir tanık, deneyiminizi doğrulayabilecek başka biri olmayabilir. Dolayısıyla duygusal şiddete uğrayıp uğramadığınızı karşınızdaki kişinin size, ilişkinize, varsa çocuklarınıza ve ailenize olan genel tavrıyla ilgili değerlendirmelerle, mümkün olabildiğince objektif şekilde değerlendirmeniz gerekiyor. Yukarıda saydığımız durumlardan en az birini ya da birkaçını ilişkinizde deneyimliyorsanız, duygusal şiddete uğruyor olabilirsiniz.
En sık görülen duygusal şiddet türleri
Duygusal şiddetin bütün türleri yukarıda bahsettiğimiz kategoriler altında yer alsa da, özellikle romantik ilişkilerde oldukça sık karşılaşılan bazı özel duygusal şiddet davranışları bulunuyor.
Sınırsız ilişkiler: İlişkide bireysel sınırların ihlali
İlk kez araştırmacı ve psikoterapist Salvador Minuchin tarafından kavramsallaştırılan sınırsız ilişkiler, kişisel sınırların dağınık ve flu olduğu, ilişkideki alt sistemlerin ve sorumlulukların farklılaşmadığı, ilişkide olan kişilerden en az birinin karşısındaki kişiyle ilgili aşırı derecede endişe duyduğu, müdahaleci, kontrolcü ve dolayısıyla tarafların özerkleşmesinin mümkün olmadığı ilişkileri tanımlıyor. Bireysel sınırların korunamadığı bu ilişkilenme şeklinde, taraflar sınırların tamamen ortadan kalkmasını sevgi, sadakat, güven gibi pozitif şeylerin bir göstergesi olarak algılıyor.
İlişkide sınırsızlığın olması, bireylerin kendi ihtiyaçları ve isteklerinden çok karşısındaki kişinin ihtiyaç ve isteklerini gözetmesi ve onun kişisel sınırlarının içine fazlasıyla girmesi partnerinin duygusal kimliğine ve bireyselliğine zarar veren bir kontrol şekli. Dışarıdan bakıldığında sağlıklı, mutlu, destekleyici ve güven veren bir ilişki gibi görünse de, ilişkinin iç dinamikleri her bir bireyin ayrı ayrı kendisini gerçekleştirmesine izin vermeyeceği için zamanla ilişkide problemlerin oluşmasına sebep olabiliyor.
Sınırsızlık, tarafların birbirine ‘bağlı’ olmasından çok ‘bağımlı’ olmasını beraberinde getiriyor. Kişinin tüm ihtiyaçlarının başka biri tarafından karşılanıyor olması, bir süre sonra o ihtiyaçları tek başına karşılama becerisini kaybetmesine ve özerkliğini yitirmesine sebep oluyor. Sınırsız bir şekilde ilerleyen bu ilişkilerde zamanla iki taraf da birbirine bağımlı hale geliyor ve kendi kimliklerini ilişkiden bağımsız tanımlamaları gittikçe zorlaşıyor.
Ekonomik/finansal şiddet
Duygusal şiddetin bir türü olan finansal şiddette mağdurların herhangi bir finansal özgürlüğe, kendi kendilerine yetebilmelerine ya da her türlü kaynağa sahip olmalarına karşı bir tutum sergilenir. İstismarcının amacı, mağdurun tamamen kendisine bağımlı hale gelmesini sağlamaktır. Yiyecek, kıyafet, barınma gibi temel ihtiyaçların ve bu ihtiyaçlar için gerekli olan finansal kaynağın karşılanması istismarcının kontrolü altındadır. Finansal istismarın önemli bir nedeni de, istismarcının mağduru diğer insanlardan izole etme isteği olabilir.
İstismarcının tüm aileyi ya da partnerini etkileyen finansal kararları, partnerine danışmadan ya da partneriyle anlaşmaya varmadan vermesi Ortak ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan bütçeyi kısıtlaması Partnerinin çalışmasına izin vermemesi, becerilerini geliştrimeye yönelik girişimlerine engel olması Partnerinin iş yerine sık sık gitmesi, iş arkadaşlarıyla olan ilişkilerine müdahale etmesi ve işiyle ilgili konulara karışması gibi davranışlar finansal şiddettin göstergesi olabilir.
Sosyal izolasyon
Mağdurun sosyal destek ağına müdahale etme, arkadaşlıklarını ya da kendi ailesiyle kurduğu ilişkileri engellemeye çalışma; mağdurun bilgi paylaşımı, sosyal etkileşim ve duygusal ihtiyaçlarını karşılamak üzere başkalarıyla ilişki kurma girişimlerini sabote etme ve sosyal ihtiyaçları için kendisine bağımlı kılma amacı taşır. Mağduru sosyal olarak izole etmek, istismarcının mağdur üzerindeki gücünü artırır. Mağdurun diğer insanlarla sosyal temasının, dolayısıyla da sosyal destek mekanizmalarının olmaması partnerinin istismar içeren davranışlarına karşı kendisini güçsüz, yetersiz ve çaresiz hissetmesine sebep olabilir.
Stalking: Israrlı takip
Obsesif bir davranış ve ilişkilenme şekli olan ısrarlı takip, mağdurun romantik bir ilişki içinde olmadığı kişi tarafından düşmanlık, öfke, intikam, aşk, cinsel olarak birlikte olma isteği gibi farklılaşan sebeplerle takip edilmesini içerir. Rıza dışı iletişim kurmaya çalışmak, elektronik haberleşme araçları üzerinden sürekli taciz etmek, kişiyi fiziksel olarak takip etmek ve gizli gizli izlemek, kişinin rızası olmadığı halde onunla, ailesiyle, arkadaşlarıyla ya da işiyle ilgili bilgi toplamak, mağdurun güvenliğini tehdit edebilecek ve korkutabilecek davranışlar sergilemek ısrarlı takibin göstergelerindendir.
Fiziksel, duygusal, ya da cinsel olarak kişinin ruhsal, bedensel ve psikolojik iyi oluşuna karşı gerçekleştirilen tüm davranışlar, sözlü ya da sözsüz saldırılar şiddetin türevleri. Şiddetin her türlüsü bireylerin psikolojik ve bedensel iyi oluşuna zarar veriyor ve bireyin hayatında geri dönüşü olmayan hasarlara, travmalara ve derin ruhsal yaralara yol açıyor. Şiddeti önleyebilmek için önce şiddetin ne olduğunun, ilişkideki kişisel sınırlarımızın nerede başlayıp nerede bittiğinin farkına varmamız ve haklarımızın bilincinde olmamız gerekiyor.