Bedia Ceylan Güzelce'nin 3. romanı Soyka Benim Hikayem raflarda!

Bedia Ceylan Güzelce'nin bir sorgu odası hikayesi anlattığı üçüncü romanı Soyka sevmenin öğretilmediği insanların trajedisini kelimelere bölüyor.

Güzel Kadın

Güzel Kadın

@guzelkadin

Eklenme

:26 Eyl 2022 - 22:56

Güncellenme

:22 Kas 2024 - 02:19

Bedia Ceylan Güzelce'nin 3. romanı Soyka Benim Hikayem raflarda!

Atlas, Geo Dergisi, Sabah, Habertürk gibi pek çok kurumda yer almış, İz TV'de belgeseller hazırlayıp sunan Gazeteci Yazar Bedia Ceylan Güzelce'nin üçüncü romanı "Soyka - Benim Hikayem", Çınar Yayınları aracılığı ile raflara taşındı. Yazar, bir sorgu odası hikayesini anlattığı romanında failini bildiğimiz bir cinayetin ardındaki olaylara, cinayet ile ilgili hiçbir konuda konuşmayan Soyka'nın derinliklerine iniyor. Bunu yaparken de incelikle işlenmiş Başkomiser Demir karakterinden destek alıyor ve okurunu sevmenin öğretilmediği insanların trajedisi ile buluşturuyor.


Bedia Ceylan Güzelce’nin üçüncü romanı Soyka - Benim Hikayem Çınar Yayınları etiketiyle yayımlandı. Yazar, babasının beylik tabancası ile sevgilisi Salih'i ensesinden tek kurşunla öldüren Soyka ile yüzünü arı sokan Başkomiser Demir'i bir sorgu odasına alıyor. Soyka ise, "Salih'i öldüren silahı, tetiği, kurşunu nasıl ki tutuklayamıyorsan, beni de tutuklayamazsın" diyor.

Kelimelerin çağrışımlarıyla bir sorgunun izini süren Başkomiser Demir, Soyka’ya verdiği her kelimenin karşılığı ile suçluya bir adım daha yaklaşır ama Soyka kelimesinin anlamında saklı olan gizi çözmek o kadar da kolay değildir…

Bedia Ceylan Güzelce bir sorgu odası hikâyesi anlattığı üçüncü romanı Soyka’da “suç nedir, suçlu kim” soruları üzerine odaklanıyor ve sevmenin öğretilmediği insanların trajedisini kelimelere bölüyor.

Soyka-Benim Hikayem romanı için yapılan tanıtım filmini ise aşağıda görebilirsiniz.



Bedia Ceylan Güzelce hakkında

Gelelim Soyka'nın hikayesini anlatan yazarımızın kendi hayatına. Ankara'da doğan Bedia Ceylan Güzelce, arkeoloji okudu. Babasının karavanı ile Türkiye'yi gezme fırsatı bulan Güzelce, ilk defterlerini bu seyahatler sırasında tuttu.

İki kirpinin gözünden Otlukbeli savaşını anlattığı ilk romanı 1473, İngiltere'de Kingston Üniversitesi Basını tarafından yayımlanan ilk çeviri eser olma başarısına ulaştı. Hakkında hiç kötü söz söylenmemiş insanı’ anlattığı ikinci romanı Göğün Bütün Çeyrekleri ile ölümsüz bir peygamberin ölümü arayışını konu edinen Güzelce, bunların yanı sıra tiyatro ve sinema senaryoları da yazmaya devam etti.

İş hayatına Atlas dergisinde başladı ve sonrasında sırasıyla Newsweek Türkiye, Sabah Gazetesi, Geo dergisi, Habertürk gazetesi, Habertürk TV'de yer aldı. Habertürk TV'de Skala adlı kültür sanat programını hazırlayıp sundu. Programı hazırladığı dönemde tamamen yönünü değiştirerek görevinden ayrıldı. Kingston Üniversitesi’nde doktorasının yanı sıra, sanat kurumlarına danışmanlık yapmaya başladı. TEDxReset 2013 için hazırladığı “Acılarınızı Küçümsüyorum” başlıklı konuşması sadece Youtube'da 350 bine yakın oranda izlenme aldı. Güzelce halen İz TV’de belgesel programları hazırlayıp sunmaya ve Kafa dergisinde köşe yazmaya devam ediyor.

Bedia Ceylan Güzelce'nin önceki romanları...

Savaşlarda adı bile geçmeyenlerin romanı: 1473.
Çınar Yayınları

Tarih, kimseyi hatırlamayan bir ihtiyar. Ona yalnızca yazanlar inanıyor.

Bir sabah, çiçekler içine çekiliverdi... Ertesi gün Otlukbeli Savaşı başlayacaktı. Başkent’te bekleyen Osmanlı askerlerinin çevresini yarım bir hilal gibi çevreleyen Akkoyunlu ordusunun heyecanla çarpan kalp seslerini duymak için yarasalar kadar iyi duymanız gerekmiyordu. Bu sesler ağaç gövdelerine çarpıyor, aşağı inip kökleri titretiyordu. Otlukbeli ovasında oyuklar açan her bir top mermisiyle onlarca asker ve bin yıllık ağaçlar devriliyordu.

Yeraltı hayvanlarının gizli tünelleri bir bir açığa çıkıyordu. Göğe yükselen sadece askerlerin değil, hayvanların da çığlıklarıydı.

Bedia Ceylan Güzelce, Otlukbeli Savaşı’nı iki kirpinin gözünden anlattığı 1473’te, olaylara bir başka gözle bakmamızı istiyor. Tarihin rakamlardan ibaret olmadığını şiirsel bir dille ustaca anlatıyor.


Aşk ve ölümsüzlük üzerine ince bir roman: Göğün Bütün Çeyrekleri
Doğan Kitap

“Babil’de, onu bütün bu binyıllar boyunca gerçekten sevebilmiş birkaç insanın arasında mutluydu ve tamdı. ‘Başlangıçta hepimiz tamdık, sonra yarım kaldık. Şimdiyse çeyreğiz’ dedi kendi kendine. Göğün bütün çeyrekleri bazen bir yarayla, bazen de bir yalnızlıkla sınanıyordu. Timur, ne yaparsak yapalım bir daha tamamlanamayacağımıza hep böyle çeyrek kalacağımıza kanaat getirdi.”

Şehrin tek çocuk hastanesi... Hiçbir çocuğun ölmediği bu mucize hastanenin mucize başhekimi, şehrin ve hatta belki de tüm zamanların en yalnız insanı Doktor Timur... Hastaneye sırf onun için, ondan hayati (ve ölümcül) bir şey istemek için gelen yaşlı adam. Ve binlerde yıldır, Tufan'ın evvelinden beri kesişen hayatlar...

YORUMLAR

Maksimum karakter sayısına ulaştınız.

Kalan karakter: